7.02.2011

Bazen çok üzülüyorum bak, cidden. Öyle deme ama yaa...tükürürüm...

7.01.2011

O kadar sıkıldım, o kadar sıkıldım ki... Gün ve zaman algımı yitirmiş durumdayım; çarşambayı pazartesi, perşembeyi de çarşamba sanıyordum, dalga geçmiyorum!"Michael Jackson Makyaj Oyna", "Tavşanı Ameliyat Et" gibisinden dandirik oyunlara vurdum kendimi...Gün boyu ameliyat oyunları falan oynuyorum, o derece... Ama kadın programlarına daha tam olarak kaptıramadım, o da yakındır hani...

Bu sıkıntımın sebebi olan hadise şöyle gerçekleşti:
Tam okulların kapandığı gün, "başka diyarlara açılan kapıları bulmak" gibi bir amaçla çimlerin üzerinde koşarken, basmak üzere olduğum çamur tabakasını(!!!!) göremedim... Gözlerimin odağını kaybedişini hatırlıyorum ki zaten sonrasında çamurun için resmen gömüldüm(hatta ellerim de gömüldü ve elimde de yün iplik sarılı en sevdiğim ve tek yüzüğüm vardı... yıkandı ama... hala popomsu bir kokusu olduğu inancını taşımaktayım). Bir kütürtü çıktığını da duydum; ama ilk gittiğimiz hastanedeki embesil asistana söylediğimde bana inanmayarak, bana tam bir"bensendendahaçokşeybiliyorumgerizekalı" bakışı attı ve birkaç güne düzeleceğini, sadece burkulduğunu söyledi... Sonuç, hâlâ koltuk değnekleriyle sürünüyorum, üstelik bugün tam 2 hafta oldu. Ama ben daha fazlası olduğunu en başından biliyordum....

Bir hafta sonra ortaya çıktı ki, gerçekten de topuğuma yakın bir yerde, bilek bölgesinde bir kemiğim gerçekten kırılmış, ama o kadar mükemmel bir kırık ki, yapıda bozukluk yok...

Şimdi ayağım  alçıda, dışarı çıkmak tam bir işkence, evde oturmaksa daha da beter... Sıkıntı ve moral bozukluğundan pişmiş semizotu(pişmişinden pek hoşlanmıyorum, suç mu?) yememek için direttim, tabak önüme gelince de yemeğe bakıp hayvan gibi ağlamaya başladım... Tabağı getiren halam direk mavi ekran moduna girdi doğal olarak :D

Öyle işte... paso ağlıyorum falan....
Yazıya da şöyle bir baktım da... çok sıkıcı olmuş. Olsun, n'apalım...

Beni böyle de sevemez misin? :D Kendim gibi sıkıcı yazılar da yazsam...
-Grenouille.

6.19.2011

Lazy Song

Ressmen bileğimi burktum yatıyorum.

aslında bir şeyler yazmak için açmıştım ama...ne yazık ki hatırlayamıyorum.
sağlıcakla kalın.

-Grenouille.


(1 Temmuz günü, olaydan tam 2 hafta sonra...düzeltiyorum, düzeltiyorsun, düzeltiyor, düzeltiyoruz, düzeltiyorsunuz, düzeltiyorlar falan... Hey neyse, bileğim K  I  R  I  L  M  I  Ş  .... yup, aynen öyle... fazlaca dramatiğim galiba...)

5.05.2011

Bazen çok korkuyorum.

Çirkin görünmekten, aptal bir izlenim yaratmaktan, başarısız olmaktan korkuyorum.
Ama ben başka şeylerden de korkuyorum.
Yarından korkuyorum, gelecekten korkuyorum, olabileceklerden korkuyorum...

Irk fark etmez, din fark etmez...sonuçta hepimiz insanız... Ama savaşlardan korkuyorum.
Ama savaşlardan, anlaşmazlıklardan, liderlerin atışmasından hâlâ korkuyorum, zihnimde bir senaryo oluşuyor, içimi kemiriyor, beni kurutuyor.

Hep böyleydim. Hep kuruntuluydum.

Ama senaryolarımın birer birer gerçekleşmeye başlayacağını da beklemezdim hiç.

Ama gerçek bu...Ben senaryolarımdan da çok korkuyorum.


-Grenouille.

4.27.2011

Corci


Canım yanıyor beybi.

Hem de çok feci. En son uzama dönemimde yaşadım ben bu acıları... İki saat boyunca "corci" ayakkabılarımın üzerinde dikilmek pek de akıllıca bir eylem değilmiş, bunu anladım.

ödevim var yuaaa!!!!

-Grenouille.

4.21.2011

Aymbekbeybi

Uzun süredir yoktum... Gerçi şimdilik beni takan yok ama olsun.
Alın, seve seve boyayın; bu aralar hayatım pek bir siyah şahsen.
Öptüm falan.

-Grenouille.

2.26.2011



Kardeşim "Halkalı Şeker" şarkısına yeni bi yorum getirdi:

Avrupalı Şeker

2.24.2011

This Is...



İlk duyduğumda pek sevmedim; Barbra'nın şarkı söylediği yok, şarkının sanatçısı o görünüyo diye.
Hâlâ bunun tuhaf bi durum olduğunu düşünsem de... her gün sınıfta 40 posta bağıra bağıra söylediğim için... artık hoşuma gidiyo yani :D

2.08.2011

-"Yazar"ın eş anlamlısı var mı?
+"Yazar" mı?.... Yok herhalde yaa...
-Evet yani yok.
.........
-E, peki zıt anlamlısı var mı?
+.... Yazmayan? ahahahahahhahaha!
-Ha-ha. -.-

2.06.2011

I Believe I Could Fly...

Bazen acaba çok mu tuhafım diye düşünüyorum.

Arkadaşım "polonya"yı "poponya" diye yazmış yanlışlıkla.
Ve ben gerçekten de Poponya'nın varlığına inanıp mutlu olmuştum. Sonra gerçekler suratıma gaz çıkardı:
Poponya asla var olmamıştı!

Kendimi gerçekten de ilk kez bu kadar tuhaf hissettim: ama cidden tuhaf "olduğumu" hissettim; şahıs olarak yani...


Kendisinden pek emin değil,
-Grenouille.

1.30.2011

Tamam... beni arayan olursa ölüyor olacağım...

İyi ki bi tatile girdik.

Ya kısacık bi tatile -tam 14 gün- tonlarca görev yükleyen öğretmenlerimin zoru ne gerçekten kavrayamıyorum!
Abi, bi dönem boyunca taktım canımı dişime, çok afedersin ama kıçımı yırttım resmen. Her hafta en az bi tane sınav oldum; sayısız ağlama krizi geçirdim; uykusuz kaldım; psikolojim ağır bi biçimde bozuldu, boş zamanlarımda -ki inan bana dostum, gerçekten de çok nadir olan bi şeydi bu- kendimi kene'nin yerine koydum, "spoon!!!" nidaları attım kendi kendime; hayali bir arkadaşın eşiğinden döndüm ve pek çok da halisünasyon gördüm...

Şimdi bu kadar şeyin üzerine yapılacakları sayıyorum(tabii ki açıklama/ayrıntı falan vermeyeceğim):

1. Suç ve Ceza okunacak; olay örgüsü benzeri bir şey hazırlanacak
2. Fransızca bir kitap bitirilecek ve hakkında tonlarca inceleme, maket vb yapılacak
3. İngilizce bir kitap okunacak-tamam, kabul ediyorum bu o kadar da zorlayıcı değil, ama çok aşırı duygusal bi kitap ve psikolojimi nasıl sarsacağını şimdiden biliyorum
4.Saçma sapan bir coğrafya ödevi hazırlanacak-ki biliyorum ki istediğim kadar güzel olsun, kadın bana 85'ten yüksek vermeyecektir.
5. Tüm dönemin derslerinin iyi bir tekrarı yapılacak

Ey insafsızlar, hiç mi acımadınız yaa, hiç mi düşünmediniz "Bu çocuklar n'apar ne eder onca yorgunluğun üzerine bu kadar sorumlulukla?" diye?! Tüm dönem burnumuzdan kan aldınız resmen ya, neyinize yetmiyo? Normalde bi projeyi bile 1 ayda çıkartıyoruz biz, iki haftada ne halt yiyeceğiz sorarım? Bi de pişkin pişkin "İlk dersime istiyorum" diyip sırıtmıyolar mı, diyorum ki "Yemişim disiplinini, kalk çak bi tane ayağınla şöyle, uçsun gitsin, 41 numara ayaklarına güvenmiceksin de kime güveneceksin?". Ama tabii ki sadece sözlerde, düşüncelerde kalıyo bu... Bi gün cesaretimi toplamayı bekliyorum...

Bu kadarını değil tek başıma, Banu Alkan gelse Atek'le bile kaldıramam.

Patlamak üzere olan,
-Grenouille.

1.23.2011

Şizofreni sancıları içinde kıvranmak...

"Bu gidişle kendime bir hayali arkadaş edineceğim..."
(en azından amacım buydu.)

Yani iki saat boyunca "sev beniiğğ seeevvğ!" şeklinde dolandım ortalıkta. Ama kimse sevmedi beni, dinlemedi... :D

Çaresiz; ben de kendi kendime bi hayali arkadaş yaratmaya çalıştım. Tamam dedim yani; oldu bu iş, al sana benim hayali arkadaşım, pandamsı, şirin bi yaratık. Sonra olmayacağına karar verdim; çocuk değilim artık(!) normal bir insan olsun. O da tamam; kaşlı gözlü ve mutlaka popolu! olacak şekilde yarattım yeniden. 

Ardından banyoya girdim ve suyu açtım, o anda da aklıma dank etti; gerçek olup yaratıcısının poposundan resmen kan alan o manyak hayali arkadaşlardan olabilirdi benimki de... kim bilebilir ki Fırat'ın hayaletli adamı gibi olacak diye bir kaide yok sonuçta. Abi ben küçükken "Hide and Seek" diye bi korku filmi vardı işte konusu buna benzer, ben de korktum kendi hayali arkadaşımın olması fikrinden nası bi mallıksa. Dedim, vazgeç Grenouille bu işten, saçmalama kızım, hayatında bi korku filmi izlemiş insan değilsin, bırak bu işleri bi de gerçek olursa başa çıkamaz, uykusuzluktan falan ölürsün.

Sonra aynaya bakmamaya çalışarak kaçtım banyodan falan bi atraksiyon oldu, iyi oldu.


Sonuç olarak artık bi hayali arkadaşım yok.  Ama takılmamaya devam edersem "Amaaan, çok da fifi yaa, bana nee" moduna girip yaratabilirim de bi tane, hiç belli olmaz. Ev ahalisine ve arkadaşlarıma duyrulur; tepemi attırmayın; dinleyin, sevin, önemseyin beni! Yoksa başınıza canavar bi hayali arkadaş salarım ona göre :D

-Grenouille.

1.13.2011

yorgunum, var mı karşı çıkacak?

Evet, bugün burada Grenouille adlı şahısın yorgunluğu üzerine konuşacağız; bir itirazı olan ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun...

Tanrım, şu an ne kadar halsiz olduğuma dair en ufak bi fikriniz bile olamaz...
Şu son iki hafta öylesine yoğun geçti ki... Sonuç olarak kılımı kıpırdatacak halim yok; psikolojik olarak, dolayısıyla da fiziksel açıdan gerçekten de tükenmiş durumdayım.

Böyle durumlarda ne yapacağımı şaşırıyorum, ortalıkta öyle notre dame'ın kamburu gibi dolaşıyorum şapşal şapşal...

Siz siz olun kendinize sahip çıkın cicişler...
kocaman kocaman öpücükler yollardım ama bu yazıyı bile zar zor yazdığımı düşünecek olursak...

Yorgunluktan bile yorulmuş   -Grenouille. 

1.10.2011

just sleep. (goodnight my angel) :D

vıjıvıjıvıjıvıjı uyku sersemiyim ben yaağ! fransızca çalışıyorum burda! "okuyom ben yaa!"
(aklıma charlie bit me geldi, o da başka zamana artık :D)
(keşke bizim okulu falan da bassalar da polisler bi atraksiyon olsa...)

ama artık o boyutu da geçti... uyku sarhoşuyum sanırım artık <3

have a good night cicişler ;)

(aslında billiy joel'dan "goodnight my angel" ve my chemical romance'ten "sleep"in linklerini atıcaktım ama malumunuz şekerler; hem fizy hem de gruuvşark kapalı ^^)

çok öptüm popiciklerim,
beni seven herkese ajdardan çatla patla yolluyorum :D
(onun  da ciddi hikayeleri var ama artık başka zamana hihihihihi)

-Grenouille.


(yazarın notu: manyaksı kopuk kopuk ve bol parantezli saçma bi yazı olmuş, tuhaf oldum biraz;
İyi Geceler :D)

popile.

"oha! merdivenlerden yukarı yuvarlanmak nasıl bişi olurdu yaa! bi düşünsene manyaksı olurdu! :D"

bunu söyledikten sonra sonu gelmeyen kopuşlar...
hala kafamda canlandıkça gülüyorum; bazen arkadaşlarımla ciddi sapıtıyorum çünkü :D
sapıtmayı severim, güzeldir kendisi...

mesela arkadaşımın fizik öğretmeninin tamamlayamadığı cümleyi göstermesi ve cümleyi o haliyle tekrar etmesi bile kopmamıza yetiyo genelde:

"A frictional force is a frictional force..."
(sürtünme kuvveti bir sürtünme kuvvetidir)

şimdi fark ettim de, ingilizce halinde daha bi garip geliyomuş kulağa (sanki Türkçesi çok normal ya :D)...
olsun ben  ona da gülerim...

küçükken "gülme krizi" lafının mucidi olduğumu sanardım... 

bir gün olmadığımı anladım ve işte o gün büyüdüm... 



-Grenouille.



Not: bir kızım olursa adını "Popile" koymaya karar verdim ^^